♥♥♥♥ TÜM GÖNÜL DOSTLARIMIZIN, BLOG SAYFALARINDAN YEMEK VE GEZİ PAYLAŞIMININ VEFALI ARKADAŞLARIMIZIN, MÜBAREK RAMAZAN BAYRAMINI KUTLUYOR, SAĞLIK SIHHAT BİRLİK DİRLİK ESENLİK İÇİNDE DAHA NİCELERİNE SEVENLERİ VE SEVDİKLERİ İLE ULAŞMALARINI DİLİYORUZ... ♥♥♥♥
SEYYAH & SOFRAM...

23 Mart 2008 Pazar

Karışık Kırmızı Omlet

Karışık Kırmızı Omlet

Genelde hemen hemen her hafta sonu yumurta ve omlet çeşitlerini yapıp masaya koymak işi bana kalır. Yaklaşık 10 gündür hanım da rahatsız olunca bazı işler kızlarımızla bana kaldı. Çocuklarımızın ve eşimin (Fatma hanımın) da sevdiği bir çeşit olan Karışık Kırmızı Omleti, rahatsızlığı nedeni ile ağız tadı da bozulan eşim, bu hafta sonu kahvaltısında yapmamı istedi. Ben de Cumartesi sabahı erkenden kalkıp onlar için hazırladım. Hem vitamini hem çeşidi bol olmasından dolayı sağlıklı bir omlet oluyor. Tabi bu arada uzun süre de tok tutuyor…
Umarım sizler de beğenirsiniz…
** **
Bu arada, Salı günü Fatma hanımın hastanede kontrolleri var. Çarşamba günü de benim kalp pili kontrolü için Ankara’ya gitmemiz gerekiyor. Hanımı da orada da doktor arkadaşlara gösterelim istiyorum. Sanırım Pazar gününe kadar Ankara’da kalacağız. Dönüşte sizlerle birlikte tekrar tarif paylaşımlarına başlayabileceğini düşünüyorum.

Eşi Gittiklerimden




Malzemeler:
4 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
4 yumurta
1 adet orta boy kuru soğan
4 adet orta boy domates
1 adet yeşil taze biber
1 adet taze kırmızıbiber
3 çorba kaşığı haşlanmış mantar
1 kâse haşlanmış makarna
½ bağ maydanoz
Kuru toz nane
Kırmızı toz pul biber
Kimyon
Karabiber
Yenibahar
Tuz

(Ayrıca normalde 1’er çorba kaşığı domates ve biber salçası da koyarım ama eşim Fatma Hanım’a tuz ve tuzlular yasaklandığı için bu seferlik koymadım…)

Yapılışı:
Küçük parçalar halinde kesilmiş kuru soğanları sızma zeytinyağında soteleyip pembeleştirin, yeşil ve kırmız taze biberleri atıp birkaç defa alt üst yapın. Küp kesilmiş domatesleri ekleyip ağzını kapatıp domatesleri pişmeye bırakın. Domatesler yumuşadığında haşlanmış mantarları ekleyin, karıştırıp birkaç dakika bırakın. Daha sonra haşlanmış makarnaları ekleyin, kuru toz nane ve maydanozların ¾ ünü de ekleyip alt üst edin.
Baharatları katılmış ve çırpılmış yumurtaları üzerinde gezdirerek dökün, kapağını kapatıp yumurtaların pişmesine yakın geri kalan maydanozları üzerine serpiştirin, ateşi ve kapağını kapatıp kendi sıcaklığında maydanozları az da olsa ölgünleştirin.
Servis yapacağınız zaman da arzu üzerine ettiğiniz kadar kuru toz nane serpin, sıcak olarak servis yapın.
Afiyetler olsun….

14 Mart 2008 Cuma

Kısa bir ara....

Kısa bir ara....

Sevgili dostlar,
Eşimi (soframdan) 12 Mart sabahı geçirmiş olduğu ani bir rahatsızlık sonucu acile kaldırmak zorunda kaldık. Şimdi durumu daha iyi olmakla beraber, sizlerden kısa bir ara için müsade rica ediyoruz.
Sağlığına tekrar kavuştuğunda tarif, yazı ve yorumları ile aranıza dönecektir , inşallah...
Bu yorumların hepimiz için ne kadar teşvik edici ve moral verici olduğunu zaten biliyoruz.
Hepinize yaptığınız ziyaret, eklediğiniz yorumlar ve güzel dilekleri için teşekkür ediyoruz.
Hepinize ve hepimize Allah'tan sağlıklar diliyor, içten sevgi ve selamlarımızı iletiyoruz....
Eşi Gittiklerimden

Değerli gönül dostlarımızdan anneminkiziyim, tüm hastalarımız için blog sayfasına bir dua eklemiş ve DUA EKLEYELIM cağrısı yapmış... öncelikle bu ince ve içten düşünceli davranışı için ailecek teşekkür ediyoruz.
Ve bizde katılıyoruz, katılan tüm dostlara teşekkür ediyor ve sizlere de öneriyoruz...

****************************
Şifa Duâsi
Hazret-i Âişe -radıyallahu anha-dan rivâyete göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- kendilerine bir hasta getirildiğinde şöyle duâ ederlerdi;




"Bu hastalığı gider ey insanların Rabbi! Şifâ ver, çünkü şifâ verici sensin. Senin vereceğin şifâdan başka şifâ yoktur. Öyle şifâ ver ki hiç bir hastalık bırakmasın." (8) (8) Buhârî, Merdâ,20; Müslim, Selâm,46.Ebû Dâvud, Tıbb, 18,19



****************************

Bu arada, Fatma hanımın Yemek Saati Forum Sayfası arkadaşları, dostluklarının sıcaklığını gösteren çok güzel bir girişimde bulunarak, adına bir sayfa açmışlar...

Aslan (Fatma)Arkadaşımız rahatsız çok geçmiş olsun.

Sevgili dostlar dilekk ve Aleyna-Dilara, bu nazik ince düşünceli hareketiniz için sizlere çok teşekkür ediyoruz.
Bu vesile ile, bu sayfaya girip geçmiş olsun dileklerini bırakan, dualarına ekleyen tüm gönül dostlarımıza Fatma Hanım ve ailemiz adına içten şükranlarımızı sunuyoruz.....

İyiki siz dostlarımız, varsınız.....

12 Mart 2008 Çarşamba

Isırgan Çorbası

Isırgan Çorbası
Bu hafta pazara gittiğimizde o kadar çok ısırgan vardı ki hemen aldım, güzelce yıkadım, bir kısmını çorba yaptım, diğerlerini de kurutuyorum. Daha sonra ister çay olarak için ya da nane gibi ufalayarak çorbalarınız da kullanın. Ben çorbasını şimdi tarifini verdiğim şekilde terbiyeli ya da sütlü yapıyorum. İkisi de ayrı bir lezzet oluyor. Daha sonra onun da tarifini veririm inşallah. Bu faydalı bitkiyi hiç olmazsa sağlık için senede bir kere yapmak gerek. Gerçekten çok lezzetli bir çorba oluyor, tavsiye ederim. İşte tarifimiz, umarım sizler de beğenirsiniz…

Bu arada daha önce gittiğimizi belirttiğim ‘’Parmaklıklar Ardında’’ dizisinin de çekildiği Sinop Tarihi Cezaevi’nin yeni yazı ve resimleri için arzu edenlere: Sinop Tarihi Cezaevi 3 ''Parmaklıklar Ardında'' -






Malzemeler:
300 gr kadar ısırgan
1 yumurta
2 çorba kaşığı tepeleme un
2 çorba kaşığı kavrulmuş kıyma
2 çorba kaşığı süzme yoğurt
1 küçük soğan
Tereyağı ve sızma zeytinyağı
Kırmızı pul biber, karabiber, kimyon, nane, tuz

Yapılışı:
Isırganları bol suda yıkayın, bu işlemi ellerinizin yanmaması için elinize eldiven giyerek yapın, en son suyuna sirke ve tuz atarak bir müddet bekletin, sonra tekrar yıkayarak bir tencereye alın ve üzerine yeteri kadar suyunu, tuzunu koyarak haşlayın. Haşlanan ısırganları blendıra alarak çırpın ve tekrar tencereye alın. Unu suyla ezin ve ısırganın sıcak suyundan ekleyerek karıştırın, tencereye karıştırarak ilave edin. Bu arada kıymasını da ekleyin. Unun tencerenin dibine tutmaması için karıştırarak, kaynayıp un kokusu gidip kıvamını alana kadar pişirin. Terbiyesi için yumurta ve yoğurdu çırpın, daha sonra kesilmemesi için çorbanın sıcak suyundan alarak karıştırın, tencereyi ateşten alın, terbiyeyi yavaş yavaş karıştırarak çorbanın üzerine dökün. Baharatları da ekleyin. Bir tavada ince doğradığınız soğanları, tereyağı ve zeytinyağı karışımında soteleyin, ateşten almadan önce arzunuza göre kırmızıbiber ve nane de ekleyip, çorbanın üzerine dökün. Sıcak olarak servis yapın.
Afiyet olsun.

9 Mart 2008 Pazar

Sakarca (Çiğdemli) Yumurta

Sakarca (Çiğdemli) Yumurta

Bu hafta sonu, cumartesi günü eşimle semt pazarında dolaşırken rastladığımız açık beyaz renkli, küçük üzerlerinde minik beyaz çiçekleri olan çiğdemleri görünce ilginç geldi, dayanamayıp biraz aldık. Farklı isimleri olan çiğdem, sakarca ve çökülce diye de adlandırılıyormuş.
Mıhlaması, kayganası, turşusu ve çorbasının da yapıldığını öğrendik. Sakarca, soğangillerden, çoğunlukla Ordu-Giresun yöresinde bulunan, topraktan çıkarılması, toplanması çok zahmetli ancak yemesi bir o kadar zevkli, doğanın bize armağanı olan bitkilerden birisi.
Şekli taze sarımsağa benziyor, yaprakları daha ince ve kısa. Tarımsal olarak üretimi yapılmayan, bahçelerde kendiliğinden yabani olarak yetişen sakarca ilkbahar mevsiminde toplanıyor ve tüketiliyor. Genelde Ordu - Trabzon arasında yeniliyor.
Biz yaparken çekincemiz çoktu, ama merakımızı da yenemeyip yine de yaptık, akşam misafirlerimizle beraber yedik. Hatta kızlarımız yemeyiz dedi ama bizlerden daha fazla yediler. Hepimiz çok beğendik. Tadı sanki patatesli yumurta gibiydi. Sizlere de tavsiye ederiz, işte yaptığımız çiğdemli yumurta resimleri ve tarifimiz:


Bu arada daha önce gittiğimizi belirttiğim ‘’Parmaklıklar Ardında’’ dizisinin de çekildiği Sinop Tarihi Cezaevi’nin yeni yazı ve resimleri için arzu edenlere: Sinop Tarihi Cezaevi 2 - 2. Bölüm - ''Parmaklıklar Ardında'' -





Malzemeler:
350 gr. sakarca (çiğdem)

2 yumurta
2 yemek kaşığı sızma zeytinyağı

1 orta boy kuru soğan
Tuz, karabiber, kırmız toz pul biber,
Kimyon, kuru toz nane

Yapılışı:
Çiğdemleri (Sakarcaları) iyice yıkayıp dış tabakalarını soyarak ayıklayın. (taze soğan gibi) Bol suda, suyunu birkaç defa değiştirerek yıkayın.


Çiğdemleri tencereye koyup bir parmak kadar da su ve yeteri kadar tuz ekleyin. Baş, tepe kısımları yumuşayıncaya kadar haşlayıp süzün.
Sızma zeytinyağı konulmuş teflon tavada yemeklik doğradığınız kuru soğanları soteleyin. Sonra süzülmüş Çiğdemleri (Sakarcaları) ekleyerek, tavada birkaç sefer karıştırdıktan sonra, baharatlarla birlikte çırptığınız yumurtaları kavrulmuş Çiğdemlerin (Sakarcaları) üzerine yayarak dökün.


Ağzını kapatarak kısık ateşte yumurtalar pişene kadar pişirin. Servis tabağına alarak üzerine kuru toz nane serpip sıcak olarak servis yapın.
Afiyet Olsun

8 Mart 2008 Cumartesi

Peynirli Pide

Peynirli Pide

Bugün 8 mart Dünya Kadınlar günü.... Tüm hanımların ve arkadaşlarımızın tek güne sığdırılamayacak olan güzel ve özel günlerinin, sağlık, sıhhat, neşe ve mutluluk içinde geçmesi dileklerimle ''Kadınlar günü'' nü kutluyorum.
Sizlere bir kutlama pastası değil ama güzel Karadeniz'in meşhur Samsun pidelerinden ikram ediyorum.



Malzemeler:
500 gr beyaz peynir
7 yumurta
Maydanoz, nane, dereotu(arzunuza göre)
Tereyağı

Yapılışı:
Peyniri rendeleyin ve arzu ettiğiniz yeşillikleri ya da hepsini birden kıyarak peynirlere ekleyin, sonra yumurtaları da katın. Yumurta miktarını büyüklüğüne göre azaltıp çoğaltabilirsiniz, ama kıvamı omlet kıvamı gibi olmalıdır. Tüm malzemeyi ve 2 çorba kaşığı kadar tereyağını da katarak karıştırın. Sonra da pideciye gidip bu güzel pideleri yaptırın.
Ama evde yapmak isterseniz mayalı ekmek hamuru hazırlayıp, pide şekli vererek pişirebilirsiniz. Bizim buralarda her Pazar nerdeyse her evde pide vardır. Biz de bir Pazar günü arkadaşlarımızı çağırdık ve güzel bir pide ziyafeti çektik. Tabii ben hem kıymalı hem de peynirli yaptırdık. Pideci de hemen yanımızda olunca büyük kolaylık oluyor.
Daha önce kıymalı pidenin iç malzemesini vermiş ve fırında yapılış şekliyle yayınlamıştım.( Samsun Kıymalı Pidesi) Fırından gelen sıcak pideleri sıcakken tereyağıyla yağlayın ve sıcak olarak çayla ve çeşitli kahvaltılıklarla birlikte afiyetle yiyin. Yolunuz Karadeniz’e düşerse çeşit çeşit pidelerinden yemeden geçmeyin…
Afiyet olsun.


Bu arada daha önce gittiğimizi belirttiğim ‘’Parmaklıklar Ardında’’ dizisinin de çekildiği Sinop Tarihi Cezaevi’nin yeni yazı ve resimleri için arzu edenlere: Sinop Tarihi Cezaevi 2 - 1. Bölüm - ''Parmaklıklar Ardında'' -


6 Mart 2008 Perşembe

Ağuzlu Taş (Yassı) Kadayıf

Ağuzlu Taş (Yassı) Kadayıf

Ağuzlu kadayıfı ilk Antakya’da yedim ve gerçekten çok beğendim. Yassı kadayıfı daha önceleri sizlerin de bildiği gibi kızartıp, şerbetini döker üzerine ceviz serperek yapardım. Tabii Antakya’da yaşayanlar şanslı, her zaman ağuz ve kadayıf bulunuyor. Orada yaşarken sıklıkla yapardım, yapımının kolaylığı yanında çok lezzetli. Ama oradan ayrıldıktan sonra Samsun’da yassı kadayıf bulamadım, bir kere tesadüf ramazan ayında bulduysam da taze olmadığı için katlanırken kırıldığı için olmadı.
Bir Antakya ziyaretimizde Almanya’da yaşayan yeğenimizin kayınvalidesi Hatice Hanım kendisinin evde yaptığını söyleyince hemen tarifini aldım. Kadayıf yapımının tarifini almıştım ama ağuz bulmak mümkün olmayınca kadayıfı yapamamıştım. Ta ki sütçümün ineği doğum yapınca hemen ondan istedim. Sağ olsun hemen getirdi, çok ta güzeldi, hem de fazlasıyla getirmişti. Tatlı yaptıktan sonra da kalan ağuzların üzerine şeker serperek yedik, çok güzel olmuştu.
Şimdi ağuzun ne olduğunu bilmeyenler tabii ki olabilir. Ağuz yeni doğum yapmış ineğin ilk sütünün çökelek kıvamına gelene kadar kaynatılmasıyla elde edilir.
Bu ölçüden çok fazla çıktığı için ben ölçüleri azaltarak yaptım ama sizlere tam ölçüsünü veriyorum. Bense 350 gr un, 700clt süt,1/3 yaş maya kullandım. Sizler de istediğiniz oranlarda azaltıp çoğaltarak yapabilirsiniz.

Bu arada daha önce gittiğimizi belirttiğim ‘’Parmaklıklar Ardında’’ dizisinin de çekildiği Sinop Tarihi Cezaevi’nin yeni yazı ve resimleri için arzu edenlere: Sinop Tarihi Cezaevi 1







Malzemeler:
Kadayıf için:
1kg un
2 lt ılık süt
1küçük paket yaş maya
Tatlısı için
Yassı kadayıf
Ağuz
3 su bardağı şeker
2 su bardağı su
Birkaç damla limon suyu

Yapılışı:
Bütün malzemeyi geniş bir kaba alarak mikserle yarım saat çırpın. Yarım saat kadar da bekletin. Koyu boza kıvamında olacak. Teflon bir tavayı kızdırın ve bir kepçe dökün, üstüne bastırarak yaymayın, kendi haline şeklini alacaktır. Ben ilk başta aynı şeyi yaptığım için biraz ince oldular. Sonrakiler tam kıvamında oldular. Tek bir yüzünü pişirin, eğer pişen hamurun üzerinde gözler oluşuyorsa hamurun mayası iyi demektir. Altı kızaran kadayıfları bir bez örtü üzerine alın. Kızarmamış yüzler birbirine gelecek şekilde iki kadayıfı yerleştirin, üzerini diğerleri pişene kadar bir örtüyle hep kapalı tutun.

Kadayıfların yapımı bittikten sonra biraz soğutup tatlısını yapalım.

Kadayıfların kızarmış taraflarına ağuz koyarak yarım daire biçiminde katlayıp kenarlarından bastırarak yapışmalarını sağlayalım. Tüm kadayıflara aynı işlemi yapıp bir tarafta bekletelim.
Sonra şeker ve suyu kaynatarak kıvamını bulunca limon suyu sıkarak birkaç dakika kaynatıp ateşten alalım. Bu tatlının şerbetinin künefede olduğu gibi şerbetinin koyu kıvamlı olması gerekiyor.
Servis yapacağımız kadayıfları tabaklara koyarak üzerine sıcak şerbeti dökerek servis yapalım.
Yaptığınız tatlıların hepsine şerbet dökmeyin sadece yenecek kadarına şerbet dökün, diğerlerini dolapta bir gün kadar saklayıp yeneceği zaman sıcak şerbetini dökebilirsiniz.
Tabii ağuz bulmak her zaman mümkün olmuyor, ağuz yerine cevizle tarçını karıştırıp içine koyarak ta yapabilirsiniz.
Afiyet olsun.

4 Mart 2008 Salı

Yer Elması


Yer Elması

Yer elmasını seneler önce Ankara’da öğrenciyken alıp pişirmiş, sevmiştim ama bir daha da yapmamıştım. Hep pazarda görüyordum ama aradan geçen yıllarda tadını bile unutmuştum. Ama canım arkadaşım Gül’ün sayfasında gördüğüm o güzel görüntüden sonra ( ZEYTİN YAĞLI YER ELMASI ) hemen alıp onun tarifine göre pişirdim. Çocuklar da bizler de çok sevdik, ondan sonra daha birkaç kez pişirdim. Canım arkadaşım çok teşekkür ediyorum bu güzel tarif için… Bu güzel lezzeti yapmayanlar varsa hemen pişirmelerini tavsiye ediyorum. İşte tarifi…



Malzemeler:
500gr yer elması
1 havuç
1 soğan
2 çorba kaşığı pirinç
2 çorba kaşığı sızma zeytinyağı
1 tatlı kaşığı şeker, tuz
Limon, kırmızı pul biber
Image Hosting by PictureTrail.com
Yapılışı:
Yer elmalarını soyup, doğrayarak suya koyun. Yemeklik doğradığınız soğanı ve halka halka doğradığınız havucu zeytinyağında soteleyin. Havuçlar yumuşayınca yıkadığınız yer elmalarını da ekleyip karıştırın ve üzerine gelecek kadar sıcak su koyup pirincini, şekeri, tuzu, limon suyunu da ilave edin. Yer elması çok çabuk pişiyor, pirinçler piştiğinde, yemeğiniz de pişmiş demektir, ocaktan alıp soğumaya bırakın. Soğuyunca servis tabağına alarak üzerine maydanoz veya dereotu serperek limon sıkın. Ben ayrıca acıyı sevdiğimiz için pul biber de serptim.
Afiyet olsun.

NOT: Sinop gezisinin devamı için ( Sinop'a Giriş) isteyenler bakabilirler…

1 Mart 2008 Cumartesi

Etli Mantar Dolması

Sevgili arkadaşlarım sizleri kaç gündür ziyaret edemiyorum, ama en kısa zamanda hepinizi ziyarete geleceğim, sizlerin ziyaretleri için çok teşekkürler… Eşim üç gündür izinliydi hem bazı işlerimiz vardı, hem de fırsat buldukça gezdik. Dün de Sinop’a ve Gerze’ye (memleketim) gittik. Tarihi cezaevini de gezdik, ‘Parmaklıklar Ardında’ dizi filmin çekiminin yapıldığı yerleri gördük. Daha sonra biraz sahil turu attıktan sonra dostlarımızı akrabalarımızı ziyaret ettik. Arkadaşlarımızla sahilde ‘’Teyzemin Yeri’’ adlı mantıcıda cevizli, yoğurtlu güzel Sinop mantıları ve çiğ böreklerimizi yedik. Yolunuz Sinop’a düşerse rahatlıkla mantı yiyebileceğiniz bir mekân. Güzel bir gün geçirdik. Eşim de bugün sayfasında Sinop’la ilgili görüntüleri ve yazısını yayınladı. Arzu edenler Sinop Tarihi Cezaevi ve Parmaklıklar Ardında Dizisi tıklayarak bakabilirler.
Az önce bu yazımı yazdıktan sonra canım arkadaşım Gül ’ün yazdığı yorumdan rahatsızlandığı haberini aldım. Çok üzüldüm, güzel arkadaşım sana acil şifalar diliyorum, kendine dikkat et, dualarımız hep seninle, bir an önce iyileşip sağlıkla aramıza dönmeni bekliyoruz… Seni ailecek ve dostların olarak çok seviyoruz…


Etli Mantar Dolması




Malzemeler:
500 gr. İri mantar (8 adet)
1 adet yeşil taze biber
1 adet domates
1 çorba kaşığı sızma zeytinyağı

Dolma içi için:
1 adet orta boy kuru soğan
2 çorba kaşığı kâse pirinç
1 kâse kadar kıyma
1 tatlı kaşığı domates salçası
1 tatlı kaşığı biber salçası
2 diş sarımsak
Kırmızı toz pul biber
Karabiber, kimyon, tuz,
Maydanoz, kuru toz nane
1 çay bardağı su

Yapılışı:
Mantarları yıkayıp, saplarını çıkartıp yayvan bir tencereye dizin. Daha sonra dolma için gerekli malzemelerin hepsini bir kaba alarak karıştırın, bu karışımı mantarların oyuk kısımlarına doldurun. Üstlerine de mantarların saplarından yuvarlaklar keserek yerleştirin. Eğer iç malzeme artarsa benim yaptığım gibi yuvarlak küçük köfteler yaparak mantarların arasına yerleştirebilirsiniz. Domates ve yeşilbiberleri dilimleyerek mantarların aralarına koyun. Arzu ederseniz sizler mantarları koymadan önce tabana yerleştirebilirsiniz.
Bir tatlı kaşığı kadar salçayı suyla karıştırıp eritin, mantarların üzerini aşmayacak şekilde dökün. Önce hızlı sonra kısık ateşte pişirin.
Sıcak olarak servis yapın.
Ben mantarların saplarından da çorba yaparak yanında servis yaptım. Tarifi için
Mantar Çorbası
‘na tıklayabilirsiniz.
Afiyetler olsun.


Not: Ben mantarları haşlamadan yaptım, ama sizlere haşlayarak yapmanızı öneririm. Hem pişme süresi kısalır hem de daha yumuşak olur. Haşladığınız suyunu da dökmeyin, dolmanın üzerine ilave edin. Bir dahaki sefere önceden haşlayarak yapmayı deneyeceğim. Eğer etinizin artmamasını istiyorsanız her mantar için 1 tatlı kaşığı kadar kıyma ayarlarsanız yeterli olacaktır.