RAMAZAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN...
♥♥♥♥ TÜM GÖNÜL DOSTLARIMIZIN, BLOG SAYFALARINDAN YEMEK VE GEZİ PAYLAŞIMININ VEFALI ARKADAŞLARIMIZIN, MÜBAREK RAMAZAN BAYRAMINI KUTLUYOR, SAĞLIK SIHHAT BİRLİK DİRLİK ESENLİK İÇİNDE DAHA NİCELERİNE SEVENLERİ VE SEVDİKLERİ İLE ULAŞMALARINI DİLİYORUZ... ♥♥♥♥
SEYYAH & SOFRAM...
SEYYAH & SOFRAM...
8 Eylül 2010 Çarşamba
RAMAZAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN...
27 Kasım 2009 Cuma
Mübarek Kurban Bayramınız Kutlu Olsun..
Sevgili Arkadaşlarım,
Mübarek Kurban Bayramınızı kutlar;
Sevdiklerinizle sağlıklı, bereketli, sevinçlerin ve kederlerin
paylaşıldığı ve huzur dolu günler dileriz !
Allah herkesin gönlüne göre versin ...
9 Kasım 2009 Pazartesi
Kestane püreli puding
Kestane püreli puding
Aslında basit bir puding, yaparken resmini de çekmemiştim, ama eşim pudingin üzerini süslerken gördü ve resimlerini çekti, ben de basit de olsa paylaşayım istedim.
Malzemeler:
1 paket vanilyalı puding
Kestane marmeladı
Kivi veya istediğiniz meyveler
Yapılışı:
Pudingi tarife göre pişirip, kâselere boşaltın. Ben evde daha önce yaptığım kestane marmeladı ve kiviyle süsledim. Bu şekilde çok lezzetli oldu. İsterseniz başka taze meyvelerle ve marmelatla da yapabilirsiniz. Dolapta soğuttuktan sonra servis yaparsanız çok daha güzel oluyor.
Afiyet olsun.
25 Ekim 2009 Pazar
Gezi Dönüşü, Kestane marmeladı ve Bahçe
Gezi Dönüşü, Kestane marmeladı ve Bahçe...
Menekşeler
Bu dönem biraz fazla gezilere çıktığımızdan evdeki çiçeklerimizle istediğimiz kadar ilgilenemedik. Fakat en son gezimizden döndüğümüzde tomurcuklarla bezenmiş olan menekşelerimiz bize sürpriz yapmışlardı. Her biri ayrı renk ve cinsteki menekşelerin hepsi çiçek açmış ve güzel bir görünüm almışlardı.
Kestane Marmeladı
Geçtiğimiz günlerde yaptığımız Batı Karadeniz gezisinden kısa bir bölümü sizlerle paylaşmıştık. Gezi yazılarımızın ilkini eşim sayfasında paylaşmaya başladı. İşte o gezimiz sırasında kestane bolluğu ve ucuzluğu karşısında kestane sever biri olarak bolca kestane almıştık. Hemen dönüşte bir kısmını yesek de büyük bir bölümünü marmelat yaptım.
Her kestane mevsiminde mutlaka yapar kışın da özellikle pastalarda kullanırım. Tabii sadece pastalarda değil, koyun kâseye bir miktar tatlı niyetine tüketin, inanın çok güzel oluyor.
Bu yıl da kestane oldukça bol ve fiyatları da geçtiğimiz yıllara göre oldukça ucuz. Daha önceki yıllarda yapımını sizlerle paylaşmıştım, denemek isteyenler olursa tekrar hatırlatayım istedim. Kestane şekeri sevenler, aynı lezzetteki bu marmeladı yapımı daha kolay olduğu için rahatlıkla yapabilirler. Yapacak olanlar aşağıdaki linke tıklayabilirler.
Kestane Marmeladı
Bahçemizden...
Yazın sizlerle annemlerin bahçesini ve yaptıklarını paylaşmıştık. Gezi dönüşü bir hafta sonu da yazlığa gitmiştik. Bu mevsimde de ayrı bir güzelliği oluyor. Sonbaharla birlikte bazı meyve ve sebzeler bitse de havaların güzel gitmesi nedeniyle hala biber ve patlıcanlar var. İyice tatlılaşan siyah kokulu üzümler öyle güzel kokuyorlar ki… Sonbahar çiçekleri açtılar. Kaldırılan sebzelerin yerlerine baklalar ekildi. Marullar ve ıspanaklar da büyümeye başladılar. Canım annem babam ellerinize sağlık, bizler de sayenizde bu güzelliklerden faydalanıyoruz.
Yazlığın bulunduğu mekânlarda bol bol kediler ve yavruları var. Bunlardan bir aile de bahçemize misafir oldular. Yavrular her ne kadar büyümüş olsalar da fırsat bulduklarında annelerini de emiyorlar.
İşte sizlere bahçemizden sonbahar görüntüleri…
Sevgilerimle…
Etiketler: Gezi Notları, REÇEL VE MARMELATLAR Gönderen SOFRAM zaman: 13:57 25 yorum
13 Ekim 2009 Salı
Batı Karadeniz - Hafta sonu Gezimiz
Amasra _ Bartın _ Safranbolu _ Kastamonu Gezisi
Merhabalar…
Gezilerimizden fırsat bulup sizlerle yeni yemek tariflerimi paylaşamadım. Yine bu hafta sonu da gene kısa da olsa bir geziye daha katıldık. Daha önce de katıldığımız gezilerde tanıştığımız birkaç gezisever ve diğer katılımcılarla birlikte Bartın – Amasra – Safranbolu ve Kastamonu turu yaptık.
Şansımıza havanın da açık, güneşli ve geziye müsait olması da ayrı bir güzellik oldu.
Tariflerimden önce bu son gezi resimlerini de sizlerle paylaşmak istedik.
Akşamın erken saatlerinde yola çıkarak ilk olarak Bartın’daki otelimize yerleşip kısa bir dinlenmeden sonra doğruca Amasra’ya yola çıktık. İlçeye varmadan önce genel resimler çektik.
AMASRA GENEL GÖRÜNÜM
İlçede dolaşmaya çıktık, Roma Köprüsü diye de adlandırılan Kemere Köprüsü üzerinde anı ve görüntü için birkaç fotoğraf çektik ve çekildik.
AMASRA KEMERE KÖPRÜSÜ
İlçeden epeyi dolaştıktan sonra sahile inip öğle yemeği için yer ararken Amasra Pidesi’nin farklılığını görüp sipariş verip yedik ve bayağı da beğendik. Daha sonra da limana gidip orada da Amasra Lokmasının tadına baktık !...
AMASRA PİDESİ
Amasra’dan ayrılıp Küçük şirin oldukça temiz bir kıyı köyü olan Çakraz’a gidip sahilde oturup yorgunluk çaylarımız içtik. İnce kumlarla kaplı sahili kim bilir yazın ne kadar doluydu.
AMASRA ÇAKRAZ KIYI SAHİLİ
Çakraz’dan ayrılıp doğruca Bartın’a yollandık. Cumhuriyet Meydanında aracımızdan inip şehre dağıldık. Yol üzeri devam edip çeşitli taze ve renkli sebze ve meyvelerle tezgahları dolu manavları seyrederek, Şadırvan Caddesini takip ederek yukarı doğru gezerek ve bol eski Bartın evlerinin resimlerini çekerek gezdik.
BARTIN
Bartın’dan ayrıldıktan sonra sahil köyü olan İnkumu’na gittik. Nefis bir sahil, kıyısında yapılmış güzel bir park ve dinlenme alanları ile kıyıda yapılanmış evler (ki çoğu boştu), pansiyonlar ve birkaç kafeterya vardı.
Sahilde güneşin batışını seyredip gurup halini bol bol resimledik. BARTIN
İNKUMU SAHİLİ
Ertesi gün sabah erkenden kaldığımız otelde kahvaltımızı yapıp (ki oldukça güzel bir oteldi, çalışanların yaklaşımı, nezaketi, temizliği, sabah kahvaltı ve akşam yemeği çeşitliliği ile bizden tam not aldılar…) Safranbolu’ya doğru yollandık. Yol üzerinde orman içinden geçerken sonbaharın enfes görüntülerini çekmek için kısa bir mola verip hem temiz havayı içlerimize çektik hem de bol resim aldık.
SAFRANBOLU YOLU SONBAHAR GÖRÜNTÜSÜ
Safranbolu’ya ulaştığımızda özel bir firmanın lokum yapımı ve Safranbolu hakkında bir slayt gösterisini izleyip, paket paket lokumların hem tadına baktık hem de arabamızın arkasını doldurduk.
Oradan çıkıp ilçeyi ve tarihi eski yapılarını gezmeye başladık.
SAFRANBOLU
Bu gezme esnasında Kaymakamlar Evi diye adlandırılan eski ama yenilenerek etnoğrafik müze yapı şeklinde güzel bir çay bahçesi şeklinde düzenlenmiş ev müzeyi dolaştık.
SAFRANBOLU KAYMAKAMLAR EVİ
1796 yılı yapımı İzzet Paşa camisinin hemen arka kısmında, demirciler çarşısının giriş kısmında bulunan bir köprünün üzerinde bulunduğu Akcasu Kanyonu’nu resimledik.
SAFRANBOLU AKCASU KANYONU
Artık neredeyse unutulmak üzere olan el sanatlarından biri demircilik ve bununla ilgili ürünlerin sergilenip yapıldığı küçük bit çarşıyı dolaşıp, çarşı içinde el emeği ve gücü ile ürün yapan bir baba-oğul ustalarla sohbetimiz oldu.
SAFRANBOLU DEMİRCİLER ÇARŞISI
Safranbolu’dan sonra Yörük Köyü’nü de ziyaret ettik. Tarihten birer anı olan taş ve tahta işçiliklerinin bir arada uygulandığı birkaç katlı çok odalı evlerden meydana gelen ve hali hazırda da korunmaya çalışılan bir yerleşim yeriydi.
SAFRANBOLU YÖRÜK KÖYÜ
Yörük Köyü’nü dolaşırken yetiştirilmiş olan Safran Çiçeklerini de görmek ve resimleme şansını da yakaladık. İşte onlardan birisi…
SAFRAN ÇİÇEĞİ
Ve yolculuğumuzun son adımı olan Kastamonu’ya ulaşıp orada kalesini, Nasrullah Camiini, Münire Medresesini ve tarihi birkaç yerini gezdik. Münire medresesi içinde Kastamonu’nun ünlü etli ekmeğini yedik, oradan da gene ünlü Çekme Helvalarından çantalarımızı doldurup, Şerife Bacı Anıtı önünde anı resmi çekilip, arabamıza binip Samsun’a yollandık.
KASTAMONU ve ŞERİFE BACI ANITI ve MEYDANI
Sağ salim şehre ulaştığımızda tura katılanlar olarak bir sonraki turda buluşmak dileği ile vedalaşıp, tur rehberimize (Aykut Bey’e), bizlere rahat bir yolculuk yaptıran şoförümüze (Ahmet Bey’e) teşekkürlerimizi ilettik.
Hem doğal güzellikleri ile hem de zengin yöresel ürünleri ile gözlerimiz şenlendi. Sizlere de bu güzellikleri görme ve tadmanızı öneririz.
Bu gezinin de diğerleri gibi notlarını ve resimlerini eşim kendi sayfalarında kısa zaman içinde paylaşacak … (İnşallah…..)
Sevgilerimle...
Etiketler: Gezi Notları Gönderen SOFRAM zaman: 21:11 23 yorum
28 Eylül 2009 Pazartesi
Güneydoğu Anadolu Gezisi
Güneydoğu Anadolu Gezisi
Merhabalar sevgili arkadaşlar, birinci yaz gezimizden döneli epey oldu ama dönüşte de ramazan münasebetiyle davetti, misafirdi derken zamanımız çok yoğun geçti.
Çok şükür sağlıkla ulaştığımız Ramazan ayını ve bayramını hep beraber kutladık.
Bu arada da arkadaşlarımızın da yönlendirmesi ile Ramazan Bayramında planlanan Güneydoğu Anadolu gezisine katıldık. Yaklaşık 2700 km. ve 7 il ve bazı ilçeleri ile ören yerlerini gezip gördük.
Gittiğimiz yerlerde de bazı dostlarımızla da görüşme fırsatımız da oldu. Gaziantep’te arkadaşlarımızın ablaları ve ailesi, Şanlıurfa’da da Celile Hanım ve ailesi ile görüşüp güzel zaman geçirdik. Buradan Nursel hanıma ve Celile hanım ve ailesine içten teşekkürlerimizle, sevgi ve selamlarımızı da yolluyoruz.
Gezi dönüşü bu hafta sonunda da Eskişehir’den gelen dostlarımızla buluşmak üzere Sinop’un Gerze ilçesine gittik.
Yemek tariflerimi sizlerle paylaşmaya başlamadan önce de son gezimizden bazı resimleri sizlerle paylaşmak istedim.
Evet, ilk başta planlanan tur gezi haritası ile tekrar, merhaba diyelim.
Ramazan bayramının arife günü sabahı erken saatte vardığımız Kahramanmaraş’ta çarşısında (Bakırcılar ve kapalı Çarşı da) dolaşırken gördüğümüz, tatlı ve tuzlu çeşitleri ile Maraş çöreği..
K.Maraş’tan sonra vardığımız Gaziantep’te otelimize yerleştikten sonra dolaşırken çektiğimiz, eşimin çocukluk anılarının olduğu anıt meydanındaki eski Hükümet Konağı..
Şanlıurfa yolunda bulunan Birecik ilçesindeki Kelaynak Üretim çiftliğinden görünüm…
Gene Birecik ilçesinde restore edilmiş hali ile Birecik kültür Evi - Alaburç …
Şanlıurfa’da Balıklı Göl – Ayn Zeliha Gölü…
Mardin evleri..
Midyat ilçesinde Gelüşke Hanı …
Hasankeyf’te tarihi köprü ayakları..
Diyarbakır surlarından bir kesit..
Elazığ’da Harput Kalesi…
Malatya’da Şireciler Çarşısında güneşte kurutulmuş kayısı kuruları…
Etiketler: Gezi Notları Gönderen SOFRAM zaman: 19:37 13 yorum
6 Eylül 2009 Pazar
Tatil bitti, gezi dönüşü ve merhaba...
Tatil bitti, gezi dönüşü ve merhaba...
Merhabalar sevgili arkadaşlar, döneli epey oldu ama maalesef, dönüşte temizlikti boya badana derken sayfalarımıza bakmaya, daha doğrusu pek pc başına oturmaya fırsat olmadı. Ardından da ramazan münasebetiyle misafirlerimizin yoğunluğu nedeni ile zamanımız çok çabuk ve dolu geçti, nerdeyse mübarek ramazan ayını yarıladık, önümüzdeki hafta da çok misafirlerimiz olacak, onun için sizlere bir merhaba diyeyim istedim. Yokluğumuzda sayfalarımızı ziyaret eden telefonla arayan tüm arkadaşlarımıza gönülden teşekkür ediyor, herkesin ramazan ayını kutluyorum, en kısa zamanda sizleri ziyarete çalışacağım, eşimle (gittiklerimden) beraber hazırladığımız yazımızı sizlerle paylaşıyoruz. İnşallah bayram sonrasında (zira bir aksilik olmazsa kısa bayram tatilinde güneydoğu gezisine çıkacağız !...) yeni paylaşımlarımızla beraber olmayı diliyoruz.
**
Birçoğumuzun çalışma hayatında beklediği, kısa da olsa, üç beş günlük diye adlandırdığımız tatil zamanını sabırsızlıkla bekler ama dönerken de, ne kadar da kısa oldu diye hayıflanırız. Bu gezimizde de, yaklaşık 4500 km. yol gidip, 5500 den fazla resim ve film çektik, şimdilik birkaç tanesini sizlerle paylaşıyoruz.
Yola çıktığımız ilk gün arabamızın lastiğinin iç kısımdan parçalanarak patlaması ile geçirdiğimiz sıkıntılı ve üzüntülü geçirdiğimiz zamanı saymazsak, işte bizde bütün bir sene beklediğimiz dinlenme zamanını yaşadık ve döndük !...
KAZA !..
İlk olarak Pamukkale’de yer ayırtıp 2 gece bir gün oraları dolaştık.
PAMUKKALE OTEL..
PAMUKKALE ALİŞ KIR LOKANTASI...
PAMUKKALE TRAVERTENLER..
Müzesini, antik havuzunu, antik şehirdeki kral mezarlarını ve Karahayıt’ı ziyaret ettik.
PAMUKKALE KARAHAYIT ..
Sonrasında Bodrum’da yıllardır görüşemediğimiz sözleşmiş olduğumuz arkadaşlarla buluşup güzel bir gün ve gece geçirdik.
BODRUM - AKYARLAR - KARAİNCİR ...
Ertesi gün hem Bodrum’u hem kalesini ve sualtı müzesini gezdik.
BODRUM KALESİ ...
Buradan ayrılıp, önceden haberleştiğimiz, Marmaris Selimiye’de bir apart otelde yer ayırtmış 4 gün kadar kalmayı planlamıştık ama yazılan ve söylenen ile karşılaştığımız durum aynı olmayınca hemen ertesi sabah ayrıldık. Bunu bir sonraki yazımızda daha geniş yazacağız.
MARMARİS SELİMİYE OTEL ...
Sabah erkenden ayrılıp Marmaris’i ve kalesini gezdik.
MARMARİS SOKAKLARI ...
MARMARİS KALESİ ...
Yolumuza devam edip yol üstünü ve etrafın da gezerek önce Köyceğiz’e uğradık, göl kenarında bulunan sahil kahvelerini ve şehir içini gezdik.
KÖYCEĞİZ ...
Buradan Ortaca ve Göcek’e ve Fethiye’ye,
FETHİYE THELMOSOS TİYATROSU ...
özellikle Ölüdeniz’e de uğradık.
FETHİYE ÖLÜDENİZ ...
Kalkan ve Kaş’ı da ziyaret edip Finike’ye ulaştık.
KAŞ ...
Burada biraz mola verip birkaç gün kalıp, etrafı dolaşıp bir tekne turuna katılıp Kekova, Kaleüçağız, Simena ve çevresindeki antik yerleşimleri gezip pırıl pırıl koylarında yüzdük.
FİNİKE TEKNE TURU...
Yolcu yolunda deyip yola tekrar koyulduğumuzda yeni yapılan değil de eski yola sapınca (maceralı bir şekilde yolu kaybedip hem de…) Finike’den dağ yollarından safari yapanları ve Kesme Boğazı’nı da bu vesile ile görüp Kemer’e ulaştık. Burada biraz mola verip dinlenip Antalya’ya, daha önceden haberleşip randevulaştığımız arkadaşlarımıza gittik. Sabah kahvaltısını hep beraber yapıp eski günleri yad edip, çocuklarımızı birbirinden ve tabi bizlerde birbirimizden zorca ayrılıp vedalaşıp Serik – Manavgat üzerinden Alanya’ya vardık. Burada kalesini ve Damlataş Mağarasını gezdik.
DAMLATAŞ MAĞARASI ...
Buradan da Gazipaşa üzerinden Anamur’a vardık. Gene bir arkadaşımızın da yardımı ile deniz kenarında çok güzel bir motelde yer ayarlayıp. Antakya’dan gelecek (ki onlarla da önceden haberleşip burada en az bir gece birlikte olmayı planlamıştık) arkadaşları beklemek üzere konakladık.
ANAMUR - ÜÇAĞIZ ANDRİAKE ANTİK KENTİ ...
Aklınızda olsun, burada Anamurium diye tarihi antik bir şehir var ki görmeden ve sahilinde denize girmeden geçmeyin.
ANAMUR ANAMURİUM ANTİK KENTİ ...
Gene burada bir tekne turuna katıldık, ertesi gün gelen arkadaşlarımızla buluşup güzel bir gün geçirip biz Mersin – Adana – Antakya tarafına, onlarda Marmaris tarafına yollandık. Yol üzerinde Mamure kalesini ve kara ile birleşmiş (!) Kız Kalesini görüp Antakya’ya ulaştık.
MAMURE KALESİ ...
Antakya’da yaklaşık bir hafta kadar kalıp, Bataayaz, Samandağ, Çevlik, Titus tüneli, Beşikli kaya mezarları, Cilvegözü yolu üzerindeki M.Ö. 19 y.y. dan kalma Atçana harabelerini ve Demirköprü civarında Suriye sınır köylerini gezdik.
ANTAKYA - ATÇANA HARABELERİ (M.ö.19 y.y.) ...
ANTAKYA SAMANDAĞ TİTUS TÜNELİ ...
ANTAKYA SAMANDAĞ ÇEVLİK BEŞİKLİ KAYA MEZARLARI ...
Dönüş yolunda Pozantı da bulunan Şekerpınar su kaynağını, Çiftehan kaplıcalarını ve pazarını dolaşıp, yol üzerinde Niğde ve Kayseri’den geçip, Tokat ve Amasya üzerinden Samsun’a ulaştık.
Bütün bu gezilerimiz daha geniş bir şekilde ileriki günlerde sizlerle paylaşmaya çalışacağız.
Bu vesile ile bizlere, sayfalarımıza uğrayan, maillerimize güzel dileklerini bırakan tüm dostlarımıza içten teşekkür ediyor, bu vesile ile Ramazanınızı kutluyor sağlıklar diliyor, en içten sevgilerimizi iletiyoruz…
Etiketler: Gezi Notları Gönderen SOFRAM zaman: 01:02 13 yorum