♥♥♥♥ TÜM GÖNÜL DOSTLARIMIZIN, BLOG SAYFALARINDAN YEMEK VE GEZİ PAYLAŞIMININ VEFALI ARKADAŞLARIMIZIN, MÜBAREK RAMAZAN BAYRAMINI KUTLUYOR, SAĞLIK SIHHAT BİRLİK DİRLİK ESENLİK İÇİNDE DAHA NİCELERİNE SEVENLERİ VE SEVDİKLERİ İLE ULAŞMALARINI DİLİYORUZ... ♥♥♥♥
SEYYAH & SOFRAM...

28 Temmuz 2008 Pazartesi

Haftasonu Rize Gezisi ve kısa bir ara....

Haftasonu Rize Gezisi ve kısa bir ara....

Hafta sonu yaptığımız kısa ama güzel Rize gezimizi eşim sayfası için hazırlamıştı, ben de aynı resimleri ve yazıyı sizlerle paylaşmak istedim. Serin bir tatil yapmak isteyenler için buralar güzel bir seçenek. Eşimin de yazdığı gibi Cuma günü tatil için yola çıkıyoruz, belki bu aralar işlerim nedeniyle sizleri ziyaret edemeyebilirim, inşallah dönüşte görüşebilmek dileğiyle sevgiler…
Bu arada geçen kasım ayında yapmış olduğumuz gene Karadeniz’in güzel bir noktası olan Arhavi Turumuzun gezi notları ve fotoğraflarını, biz dönene kadar, eşim (Gittiklerimden) sayfalarında paylaşacak, arzu eden arkadaşlar bakabilirler...

** ** **
Cumartesi sabahı saat 5’te komşularımızın kızları (Hülya ve Filiz hanımlarla) arabaya doluşup yola koyulduk. Bu saatlerde yeni yapılan Samsun simidi için önce doğru simit fırınına gidip sıcak simitlerimizi aldık. Erken saat olması nedeni yolların sakin olması yolculuğumuzun da rahat ve sakin geçmesine vesile oldu.
Yeni yapılmış olan yol ve tünellerden geçerek, Çamburnu civarında meydana gelen heyelan nedeni ile tek yön yapılan trafikten geçerken, gene bu geçişe yapılan neredeyse birleşecek hale gelen köprü inşaatını görüntüledik. Bu görüntüleri çekerken de ben bol bol böğürtlen yedim.
Ulaştığımız Tirebolu’da kale altında bir çay bahçesinde sabah çaylarımızı içip simitlerimizden yiyip biraz dinlendik. Daha sonra da Beşikdüzü’nde ev yapımı böreklerimizi sıcak çaylar eşliğinde yiyerek sabah kahvaltımızı yaptık.
Trabzon’a girerek Ayasofya Müzesini gezdik. Şehir içinde bir tur atıp, kale, Zağnos vadisi, kale kapısı giriş ile bazı yapıları çektik.




Yol üstünde yapılan Sürmene parkında yerleştirilmiş olan savaş uçağını resimledik.
Rize’de Çaykur’un Tersane çay fabrikasını, kivi bahçesini, Rize müzelerini, gene Çaykur’un Botanik bahçesini gezip bol resim çektik.
Geri dönerek bizleri bekleyen Havva teyzenin evine yollandık. Dik ve dar yollardan tırmanarak çay bahçeleri içindeki evlerine ulaştık.
Bol sohbet ve ağız tadı ile akşam yemeğini yiyip, vadiyi seyreden balkonlarında demli çaylarımızı içip sohbetlerimizi de demledik.
Sabah uyandığımızda denizden ve dağlardan gelen sisler arasında, zaman zaman hızlanan yağmurun sesi ve serinliğinde sabah kahvaltımızı yaptık.
Tekrar bu sefer dönüş için yola koyulup, Trabzon’da yeni açılan bir alışveriş merkezine gidip, gezip, alışveriş yaptık.
Akçaabat’tan geçerken bir lokantaya uğrayıp meşhur köftelerinin tadına baktık.
Bazıları artık yol üstünde kalan fenerleri resimledik, Perşembe açık deniz balık çiftliğini seyredip, Hoynat adasını resimleyip, Yason kilisesi ve Caka sahillerini ziyaret edip, Arapkaşı’nda Medrese önü sahilini görüntüleyip Samsun’a sağ salim döndük.
Birkaç gün sonra da yıllık iznimizi geçirmek üzere bir ufak Türkiye turu yapacağız, geri döndüğümüzde bu geziyi daha detaylı anlatıp resimlerini paylaşacağız. Dönene kadar ise geçen sene yaptığımız, gene Karadeniz’in güzel bir noktası olan Arhavi Turumuzun gezi notları ve fotoğrafları ile sizleri, Çarşamba gününden itibaren yayınlamaya başlayıp, baş başa bırakacağız.
Dönüşte görüşebilmek dilek ve temennisi ile…

24 Temmuz 2008 Perşembe

Kuru Patlıcan Dolması (zeytinyağlı)

Kuru Patlıcan Dolması (zeytinyağlı)

Image Hosted by ImageShack.us

Malzemeler:
40–45 adet kuru patlıcan
2 su bardağı pirinç
3 kuru soğan
2 baş sarımsak
2 çorba kaşığı domates salçası
2 çorba kaşığı biber salçası
1 tatlı kaşığı şeker
Kırmızı pul biber, karabiber,

Yenibahar, kuru toz nane, tuz
1 çay bardağı nar ekşisi
1,5 çay bardağı sızma zeytinyağı


Yapılışı:
Patlıcanları bir gece önceden yumuşayıncaya yani çatal geçecek kadar haşlayın. Birkaç sefer suyunu değiştirin ve sabaha kadar suyun içinde bırakın. Dolmaları doldurmadan önce suyunu süzün.
Soğanları, sarımsağı doğrayın, zeytinyağı da ilave ederek hafifçe kavurun, salçaları da ilave ederek, iyice karıştırın, pirinci de ekleyerek kavurmaya devam edin. Sonra baharatları, şekeri, tuzunu ve 2 su bardağı sıcak suyu ilave ederek, kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin.
Patlıcanların üzerinde bir parmak kadar boşluk kalacak şekilde patlıcanları doldurun, ağız kısmını birleştirin ve birinin ağzı diğerinin dibine gelecek şekilde yatay olarak tencereye dizin. Dizme işlemini düzgün ve sık şekilde yapın iç malzemenin çıkmaması için. Eğer biber de yapıyorsanız, patlıcanlar altta, biberler üste gelecek şekilde dizme işlemini yapın. Dizme işlemi bittikten sonra patlıcanların üzerine biraz tuz serpin ve en üste dolma taşını koyun. Dolma taşının bir parmak altında kalacak şekilde sıcak su koyun. Dolma kaynamaya başladıktan sonra altını kısarak pişmeye bırakın. Pişmesine yakın nar ekşisini de ilave ederek bir 15 dakika daha pişirin. Servis tabağına alarak soğuduktan sonra servis yapın.
Afiyet olsun.


Not: Bu hafta Samsun'da Tarım Fuarı açılmıştı. Biz de ziyaret edip dolaştık. Eşim 2 bölüm halinde sayfasında yayınladı. İlgi duyan, Tarım Fuarı hakkında yazı ve resimlere bakmayı arzu eden arkadaşlar olursa: Samsun Tarım Fuarı 2.inci Bölüm ve Samsun Tarım Fuarı 1.inci Bölüm

22 Temmuz 2008 Salı

Büşra’nın yaş günü pastası

Büşra’nın yaş günü pastası

Kızımın doğum gününde Arzumcum'da gördüğüm ve çok beğendiğim ŞERİT YAŞ PASTA 'yı yapmak istedim. Son anda kızım beni korkuttuğu için kek hamurunu tepsiye dökmekten vazgeçip kek kalıbında pişirdim. Ama en kısa zamanda şerit şeklinde de yapacağım. Kek hamuru ve krema malzemesi aynı, ama sadece benimkinin kekini rulo pasta keki gibi pişirmedim. Arkadaşıma çok teşekkür ediyorum, gerçekten güzel bir pasta oldu, herkese tavsiye ederim.
Image Hosted by ImageShack.us

Malzemeler:

Keki için:
5 yumurta
1 su bardağı şeker
½ su bardağı sıcak su
1 paket kakaolu puding
1 çorba kaşığı kakao
1 paket kabartma tozu
2 çorba kaşığı nişasta
1,5 su bardağı un


Keki ıslatmak için:
½ su bardağı su(ben 1 su bardağı kullandım)
1 tatlı kaşığı neskafe
1 tatlı kaşığı şeker

Kreması için:
½ litre süt
10 çorba kaşığı şeker
2 çorba kaşığı nişasta
2 çorba kaşığı un
2 yumurta
1 paket vanilya
150 gr margarin(ben bir çorba kaşığı kadar tereyağı koydum)

Üst kaplama için(benim kullandığım):
1 paket krem şanti
1 paket hazır pastacı kreması
3 çorba kaşığı kakao
2 su bardağı süt


Arzumcumun kullandığı:
1 paket vanilyalı creemole
1 paket kremşanti
2,5 su bardağı süt




Yapılışı:
Yumurta ve şekeri çırpın, sıcak suyunu ekleyin ve ayrı bir yerde karıştırdığınız toz karışımı da ekleyerek yavaşça karıştırın ve kelepçeli bir kalıba dökün, 175 derecede pişirin. Şerit şeklindeki yapılışı için Arzumcumun sayfasına bakabilirsiniz.
Ara kreması için de vanilya ve margarin dışındaki malzemeyi iyice karıştırın ve sürekli karıştırarak koyulaşana kadar pişirin ocaktan alınca vanilya ve margarin katın ben çok fazla margarin kullanmadığım için az miktarda tereyağı koydum.
Benim kekimin orta kısmı biraz şapka gibi kabardığı için ben o kısmı keserek düzledim ve ara katta kullandım böylece üç katlı düz bir pasta oldu. Keki neskafeli suyla ıslatıp ara katlara krema sürün. En üste gelen keke krema sürmeyin. Daha sonra dış kaplaması için sütle hazır malzemeleri çırpın, kızım son anda kakaolu istediği için içine kakao da kattık. Pastanın dışını bu hazırladığınız karışımla kaplayın, birazını ayırarak üst süslemesinde kullanın. Arzunuza göre üzerine kakao serpin. Arkadaşım üzerine kakaolu sos döküp çikolata rendesi serpmiş. Herkes arzusuna göre süsleme yapabilir.
Afiyet olsun…


Not: bu hafta sonu annemlerin denzi kenarındaki yazlığına gitmiştik. Bahçenin son hali ve büyüyen taze doğal ürünler hakkında yazı ve resimlere bakmayı arzu eden arkadaşlar olursa: Yazlık Bahçe

20 Temmuz 2008 Pazar

Büşra’nın yaş günü

Büşra’nın yaş günü

İlk göz ağrımız, sevgili Büşra’mızın 17 Temmuzda 19.yaşını kutladık. Daha dün gibi dünyaya gelişi... Dünyaya gelişiyle bizleri sevince boğan Büşra’mızla birkaç ay sonra üzüntüler yaşadık, günlerimiz doktorlarda geçti, tedavisi yıllar sürdü, umutsuzluklar yaşadık, ama çok şükür önce Rabbim sonra doktorunun vasıtasıyla sağlığına kavuştu. Şimdi bu satırları yazarken birden o günleri anımsadım, zaman ne çabuk geçmiş, sanki o günler hiç yaşanmamış gibi…

Canım kızımız, sana yaşamın boyunca sağlık, huzur, mutluluklar diliyoruz…
İyi ki doğdun güzel kızımız ya da babasının deyimiyle kara kızımız…
Seni çok seviyoruz, her şey gönlünce olsun…


Perşembe günü bir şeyler hazırlayıp kızımın da birkaç arkadaşıyla birlikte bu güzel günde birlikte olduk, masamızdakiler ise yine onların isteklerinden oluşuyordu, buyurun masamıza hep beraber yiyelim…

Neler mi vardı:

Kakaolu pastamız (tarif daha sonra)
Patatesli yalancı talaş böreği (daha önce peynirlisinin tarifini vermiştim)
Patates salatası
Yoğurtlu kabak salatası
Zeytinyağlı kuru patlıcan dolması (tarif daha sonra)
Sade sandviç ( Daha önce tarifini verdiğim açma hamurundan)
Sucuklu poğaça (Daha önce tarifini verdiğim açma hamurundan)
Sandviç hazırlamak için köy peyniri, domates, biber
Afiyet olsun.

16 Temmuz 2008 Çarşamba

Şeyh Mualla

Şeyh Mualla
(Antakya Yemeği)


Yöresel lezzetler–3-zeytinyağlılar

Her zaman severek yediğimiz Antakya yöresine ait bu yemeğimi yaprak sarma arkadaşımızın Yöresel lezzetler–3-zeytinyağlılar'a gönderiyorum. Bu güzel etkinlik için arkadaşıma teşekkür ediyor, kolaylıklar ve başarılar diliyorum.

Image Hosted by ImageShack.us

Malzemeler:
1 kg patlıcan
7 tane domates
6 tane kuru soğan
1 tane taze kırmızıbiber
4 kâse haşlanmış yeşil mercimek
1 baş sarımsak
1 çay bardağı nar ekşisi
1 tatlı kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı domates salçası(istenirse kullanılabilir)
1 tatlı kaşığı acı biber salçası(istenirse kullanılabilir)
Sızma zeytinyağı, tuz, kuru nane



Yapılışı:
Patlıcanları alacalı soyun, dört beş parmak genişliğinde parçalara bölün. Daha sonra her bir parçayı boylamasına yaklaşık yarım santimetre kalınlığında boylamasına kesin ve tuzlu su içinde bekletin. Domateslerin kabuklarını soyarak küp küp doğrayın. Soğanları piyazlık veya arzunuza göre yemeklik doğrayabilirsiniz. Ben karışık doğradım. Daha sonra bir kap içinde soğanları, domatesi, küp küp doğranmış kırmızıbiberi, mercimeği, salçaları, sarımsağı, nar ekşisini, şekeri ve tuzu karıştırın.
Daha sonra büyükçe bir tencereye önce patlıcanları suyunu sıkarak dizin, üzerine hazırladığınız karışımdan yayın ve malzemeler bitene kadar ve en üste bu karışım gelecek şekilde devam edin. Üzerine zeytinyağı gezdirin, miktarı arzunuza göre ayarlayabilirsiniz veya önceden karışım içine de koyabilirsiniz. Yemeğinizi kısık ateşte pişirin kesinlikle su eklemeyin, domatesten dolayı yeterince sulanacaktır. Pişme esnasında yemeğinizin ekşisini kontrol ederek ekşi de ekleyebilirsiniz. Yemeğiniz piştikten sonra bir servis kabına aktarın, kuru nane serpin ve ılık olarak servis yapın.

Not: Antakya’da genellikle patlıcanı alacalı soyduktan sonra sap kısmından ayrılmayacak şekilde uzunlamasına dilimleyip kızartırlar, daha sonra dilimlerin aralarına bu karışımı doldururlar. Ama bize kızartma ağır geldiği için bu şekilde yapıyoruz. Arzu edenler patlıcanı kızartarak ta yapabilirler. İstenirse üzeri soğuduktan sonra maydanozla da süslenebilir.
Afiyet olsun

13 Temmuz 2008 Pazar

Samsun'da Ekolojik ürünler pazarı

Samsun'da Ekolojik ürünler pazarı


Sevgili Tijen’in sayfasında gördüğüm Samsun’da %100 ekolojik Pazar açılacağı haberi bizi çok mutlu etmişti. Samsun’da yaşamamıza rağmen etrafımızda bununla ilgili herhangi bir ilana da rastlamamıştık. Her ne kadar bazı kişiler yerel basın yayın organlarında duyurulduğunu söylemiş olsalar da… Dönüş yolumuzda çok dikkat etmemize rağmen bununla ilgili hiçbir ilana yine rastlamadık. İnternetten pazarın nerede açılacağını araştırıp yerini öğrendikten sonra dün öğleden sonra eşimle birlikte fotoğraf makinemizi de yanımıza alarak pazara gittik. Bolca resim ve film çektik.






Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği'nin yerel yönetimlerle işbirliği içinde 2006 yılında İstanbul Şişli'de, Mart 2008'de Antalya'da kurduğu ( Buğday Derneği - %100 Ekolojik Pazarları Samsun’da...) üçüncüsü 12 Temmuz 2008 Cumartesi günü de Samsun Gazi'de Uğur Mumcu Parkı karşısında açıldı. 30 adet standın bulunduğu Pazar çok güzel hazırlanmıştı.

Samsun pazarının en büyük avantajlarından biri de sanırım batısında Bafra, doğusunda Çarşamba ovalarının olması olacak. Yerel üreticilerin katılımıyla sebze meyve fiyatlarının da diğer pazarlara göre daha uygun olacağı düşünülüyor. Pazara gittiğimizde bunun çok doğru olduğunu gördük.

Pazarda Çanakkale, Gaziantep ve Burhaniye zeytinyağları, ballar, bakliyat çeşitleri, taze sebze ve meyve, ekmek, un, yumurta, organik temizlik ilaçları vardı. Tabii zamanla bunlara başka çeşitler de eklenecektir diye umuyoruz. Biz açılıştan birkaç saat sonra gittiğimizde çok az kişi vardı. İnşallah zamanla daha çok ilgi olacaktır. Tabii oraya gidipte bir şeyler almadan olur mu? Önce gezdik sonra alışverişe sıra geldi. Evde epeyi, çeşitli yöreden bal olmasına rağmen balın tadına bakınca almadan edemedik, öylesine güzeldi ki… Taze sebze, meyve ve ekmek yapmak için de un aldım.

Ayrıca pazarda tanıştığımız Hakkı Albayrak’tan da güzel bilgiler aldık. Kendisi emekli öğretmen olup, son 12 yıldır subtropikal meyve ve sebze çeşitlerini denediğini ve Karadeniz’e uyum sağlayanları fide ve fidanlar halinde isteyenlere dağıtarak yaygınlaşmasına katkıda bulunuyormuş. Bizim de ilgili olduğumuzu görünce, bizi de kendi üretim ve deneme merkezine davet etti. İnşallah bir hafta sonu gittiğimizde bilgi ve resimleri de sizlerle paylaşırız.




Gene pazarın hemen ilk giriş sol tarafında Türkiye Sakatlar Derneği’nin, tahtadan el yapımı zeka ve pratik oyun ürünleri vardı. Aslında toplum yaşamının bir parçası olan bu kişilerin üretimdeki başarıları ve katkılarına hepimizin bir şekilde destek olması gerekir. Yaptıklarını görünce hayran olup tebrik etmeden kendimizi alamadık.

Bu arada tam Pazar çıkışında yan taraftaki bir apartmanın ön tarafına asılmış bir duyuru(!) dikkatimizi çekti, resimledik ve diğerlerinin arasına ekleyip, yorumlamasını sizlere bıraktık !!…

Buğday Derneği danışmanlığında ve denetiminde, Samsun Gazi Belediyesi tarafından yürütülecek olan bu pazarı Samsun’umuza kazandıranlara ve tüm emeği geçenlere teşekkürler… Bu pazarın uzun ömürlü olası dileğiyle sevgiler…

11 Temmuz 2008 Cuma

Açma Çeşitleri

Açma Çeşitleri

PORSELEN DEMLİK ÇAY SAATİ ETKİNLİĞİ 26

Sevgili kardeşim Huriye’nin ev sahipliğini yaptığı bu etkinlikte kendisine kolaylıklar diliyor, daveti için teşekkür ediyorum. Etkinliğe ben de açma çeşitlerimi gönderiyorum.

Image Hosted by ImageShack.us

Malzemeler:
6 çay bardağı ılık su
1 çay bardağı zeytinyağı
1 çay bardağı tozşeker
1 çorba kaşığı dolusu kuru maya
1 tatlı kaşığı tuz
Alabildiği kadar un
Açmak için yumuşamış margarin veya zeytinyağı
İç Malzemesi
Beyaz peynir, maydanoz karışımı
Tahin, kuru üzüm, ceviz
Üzerine sürmek için
1 yumurta, çörekotu, susam




Yapılışı:
Bir kaba ılık su, şeker, maya ve zeytinyağını alın karıştırın biraz beklettikten sonra alabildiği kadar un ve tuzunu katarak kulak memesi yumuşaklığında hamur yoğurun. Mayalandırmaya bırakın. İstediğiniz büyüklükte bezelere ayırın. Üzerine bastırarak inceltin, her tarafına yağ sürerek istediğiniz iç malzemelerden koyarak veya sade olarak rulo yapın. İki ucundan tutarak ters tarafa doğru çevirin ve simit şekli verin, tepsi mayası alması için bir yarım saat daha bekletin, üzerine yumurta sürüp çörekotu veya susam serperek, 200 derece ısıtılmış fırında pişirerek ilk sıcaklığı geçtikten sonra servis yapın.
Afiyet olsun.

6 Temmuz 2008 Pazar

Gönül Köprüsü Samsun'da...

Gönül Köprüsü Samsun'da...

‘’81 ilden 100 bin öğrenci

"Gönül Köprüsü" projesinde 81 ilden seçilen 100 bin öğrencinin farklı illeri ziyaret ederek Türkiye'yi daha iyi tanımaları ve hayatlarında ilk kez yaşayacakları deneyimlerle ömür boyu sürecek dostluklar oluşturması hedefleniyor. İlköğretimde 7. ve 8. sınıflarda, ortaöğretimde 9. ve 10. sınıflarda okuyan öğrenciler beşer günlük seyahatlerle gittikleri illerde kültürel etkinliklere katılacak, yeni arkadaşlıklar kuracaklar. Gezilerde her otobüste ilgili ilin İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından atanan bir okul müdürü ve iki öğretmen öğrencilere eşlik edecek. Seyahatlerin 3 günü İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından, 2 günü ise her öğrenciden sorumlu mihmandar aile tarafından planlanacak. Öğrencilerin gittikleri ildeki öğrenci yurdunda konaklayacakları seyahatler, Ağustos ayı başında sona erecek. ‘’ (Gazetelerden alıntıdır…)



Bizim de misafirlerimiz Erzurum’dandı. Kızımız Sebla’yı Perşembe günü okullarının (Samsun 19 Mayıs Lisesi) müdür muavinlerinden Mustafa Bey arayarak günlerdir beklediği müjdeli haberi vermiş, Cuma günü sabah okulda olmasını istemişti. Sabaha kızımız gidip kendisine verilen arkadaşını alıp gelecek ona göre bizde şehirde gezdirecektik. Tabii ben de onlar gelene kadar sabah için bir şeyler hazırlayıp beklemeye başladık. Ama okulda tüm öğrenciler buluştuğunda program değişmiş ve eve gelmeden grup olarak gezmek istemişler, tabii kızım da buna uymak zorunda kalmış. Aslında öğrenci kabulü için başvuran öğrenci sayısı az olduğu için her öğrenciye üç dört civarında öğrenci düşünce rahatsız etmek istememişler. Ayrıca bazı ailelerin önceden başvurduğu halde daha sonra vazgeçmeleri ve misafir öğrencilerimizin açıkta kalarak üzülmelerinden dolayı da bizler de epeyi üzüldük.
Ama biz ve bizim gibi bazı aileler öğrenci sayısının hiç önemli olmadığını belirterek ertesi gün bize gelmelerini istedik. Bu Cumartesi sabahı bize geldiler, kahvaltımızı yaptık, tabii eşim (GİTTİKLERİMDEN )yine onlar için de ünlü yumurtalarından birini yaptı.
Kahvaltıdan sonra sohbetlerimize devam ettik, daha çok kaynaştık birbirimizle, zaman kısıtlı olduğu için biraz da dışarı çıkıp gezelim istedik. Aslında onlar bizlerle tanışmadan önce üç gün boyunca yapılan program çerçevesinde şehir ve çevre ilçelerinde gidilip görülecek birçok yeri görmüşler… Bize de pek gezdirilecek yer kalmamıştı. Bu nedenle biz de onları biraz annemlerin yazlığına götürdük, sahilde deniz kenarında dolaştılar, tabii içlerinde ilk defa denizi görenler ve bulundukları yerden ilk defa dışarı çıkanlar da vardı… Onlar bize Erzurum hakkında bilgi verdiler, merak ettiğimiz şeyleri sorduk, bizler de Samsun’u tanıtmaya çalıştık. Vakit kısıtlı olduğu için bir alışveriş merkezine gidip biraz alışveriş yaptık, yemek yedik ve okul bahçesine götürdük onları, ayrılık vakti gelmişti.
Orada da diğer arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle tanıştık, son bir hatıra fotoğrafı çekindik.
Belki süre kısıtlıydı ama aramızda bir gönül bağı oluşmuştu, hatta ayrılma vaktine doğru dört kızımız da bizlere cici anne ve cici baba diye hitap etmeye başladılar… Tabii çok mutlu olduk…
Farklı kültürlerden çocuklarımızın bu kadar kısa sürede birbirleriyle kaynaşmalarından mutluluk duyduk… Bizler de sizleri çok sevdik güzel kızlarımız Serpil, Sümeyye, Elif ve Derya...
Bu organizasyonu gerçekleştirenlere, emeği geçen herkese ve izin veren ailelere gönül dolusu teşekkürler…
İnşallah kısmet olursa bizler de en kısa zamanda Erzurum’a, sizlere misafirliğe geleceğiz…
Bu güzel günümüzü de bizler sizlerle de paylaşmak istedik… Bu gibi sosyal destek ve paylaşım programlarına katılımınızı öneriyoruz.
Sevgilerimizle…

2 Temmuz 2008 Çarşamba

Sebla’mıza Mutlu Yıllar

Sebla’mıza Mutlu Yıllar

Küçük kızımız Sebla’nın cumartesi günü doğum günüydü. Ama o gün annemlerde denizde olduğu için kutlamasını yapamamıştık. Gerçi o önceden arkadaşlarıyla dışarıda kutlama yapmıştı. Dün yazlıktan dönünce akşama kendi aramızda kutlayalım dedik ve meyveli pasta daha çok sevdiği için ona bu şeftalili yaş pastayı yaptım. Akşam da kendi aramızda 15. Yaşını kutladık. Seneler öylesine çabuk geçiyor ki… Canım kızımız her zaman mutlu ol, sağlıkla huzurla dolu başarılı nice yıllar diliyoruz… Seni çok seviyoruz güzel kızımız…
Pastayı yapmaya öğleden sonra başlayınca ancak bitmiş halini fotoğraflayabildim. Yine her zaman yaptığım keki kullandım, değişik bir kek tarifi kullanarak riske girmek istemedim. Vakit dar olduğu için hazır krema kullandım, evde her zaman yaptığınız bir krema da kullanabilirsiniz. İşte pastamız.

Şeftalili Yaş Pasta

Malzemeler:
Keki İçin

5 yumurta
1+1/4 su bardağı şeker
2,5 su bardağı un(yumurta küçükse 2 su bardağı da olabilir)
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
Kreması için
1 paket hazır pastacı kreması
1 paket kremşanti
Süt
Şeftali
Çikolata rendesi, toz Antep fıstığı

Yapılışı:
Yumurta ve şekeri köpük köpük olana kadar çırpın, vanilyayı katın. Ayrı bir kaba elediğiniz una kabartma tozunu da ekleyerek karışıma yavaşça karıştırarak ilave edin. Kelepçeli bir kalıbın en küçük boyuna bu karışımı dökerek soğuk fırına koyun ve 175 derecede pişirin. Kekiniz pişince kalıbından çıkararak soğutun.
Hazır kremayı ve krem şantiyi üzerinde belirtilen süt miktarına göre çırparak hazırlayın. Pastayı üçe bölün. Alt katını bir servis tabağına koyun, sütle ıslatın, kremadan sürün üzerine dilimlediğiniz şeftalileri yerleştirin, şeftalilerin üzerine biraz da krem şanti sürün. Üzerine diğer kek parçasını kapatın ve aynı işlemi tekrarlayın. 3. Keki de yerleştirdikten sonra pastayı krem şantiyle kaplayın. Üzerini çikolata rendesi ve Antep fıstığıyla ya da arzunuza göre süsleyin. Dolapta bir müddet bekledikten sonra servis yapabilirsiniz. Çok hafif bir pasta olmuştu, sizler de buyurun pastamızdan.

Afiyet olsun.